Astare şa

4 readers
2 users here now

Anti kapitalist Anti faşist Anti sömürgeci Anti mülkiyetçi ekolojist

founded 5 months ago
MODERATORS
601
602
603
604
605
606
607
608
2
Bover (lemmy.world)
submitted 5 months ago by cuchilloc to c/bover
 
 
609
 
 

Mustafa Kemal Atatürk , Dünya 'nın en zengin generaliydi , Osmanlı Bankası Ankara şubesinde 1 milyar altını vardı yani 18 milyar lira değerinde . Mustafa Kemal Büyük Taruz öncesi Türk ordusuna 500 000 lira yani 10 milyar 500 000 milyon lira borç vermiştir . Para kendisine üç ay sonra geri ödenmesi şartıyla geri ödenecekti . 26 Ağustos 1922 tarihinde Yunan ordusu ' na karşı başlatılan Büyük Taruz ' dan bir ay öncesinde , Meclis ordusu aç ve çıplaktı , para orduyu giydirmek , doyurmak ve 14 aydır maaş alamayan subaylara ödeme yapılacaktı . Bu parayı Milli Savunma Bakanı Kazım Özalp bizzat Mustafa Kemal ' den istemişti . Kazım Özalp , utana sıkıla mealen " Osmanlı Bankasında bulunan şu Hint parasından biraz verseniz " demişti . Mustafa Kemal " Tamam veririm , ama borç olarak veririm , müsait bir zamanda iade etme şartıyla " demişti . Mustafa Kemal orduya 500 000 lira günümüz parasıyla 10 milyar 500 000 milyon lirayı borç olarak vermiştir . Mustafa Kemal , Büyük Taruz öncesi tuttuğu not defterinde de söyleyenleri doğrular . Kaynak Hasan Rıza Soyok , Atatürk ' ün genel sekreteri , Atatürk ' ten Hatıralar saife 648 - 649 . Atatürk 1938 'de sağlığı iyice bozulduğunda , 8 Eylül günü Çankaya Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak ' ı yanına çağırarak mal varlığının tespitini ister . İşte o liste , çok uzun olduğu için bazılarını yayınlamayı uygun gördüm . Bira , buz , şarap , ziraat aletleri , süt , soda gazoz , deri sayısız fabrikaları . 582 dönüm meyve , 700 dönüm fındık , 200 dönüm zeytinlik , 400 dönüm bağ bahçeleri , 230 dönüm Amerikan asma fidanlık . Sayısız köşkler , otel , lunepark , arsalar daha neler neler ! Akla gelen soru bunca serveti nereden elde etti ? Gayrimüslim ' lerin mülklerinin üstüne çökmenin başka türlü bir şekilde ifade edilemez !

610
1
... (lemmy.world)
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 
611
 
 

Sara, o zamanlar Şanlıurfa Viranşehir’e bağlı bir Ermeni köyünde yaşayan 15 yaşlarında bir çocuktu. Eyüp Ağa, yöre ağzıyla “Ayıp Ağa” ise bölgenin ileri gelenlerindendi. Hamidiye Alayları, o dönem kuruluyordu ve bu ağalara Ermenilerin köylerini talan etmeleri, onları yerlerinden etmeleri söyleniyordu.

Sara’nın köyü o dönemde basıldı, basanlar arasında Ayıp Ağa da vardı. Erkekler toplanıp götürüldü. Aradan yaklaşık bir ay geçtikten sonra Sara bir gün derede çamaşır yıkarken bedensiz bir kol parçası gördü. Saatinden onun amcasının kolu olduğunu tahmin etti. Kolu kapan köpeğin peşinden gidip hâlâ bölgede “Ermeni mağarası” diye anılan mağaraya vardı. Ve orada köyün erkeklerinin köpekler tarafından parçalanmış cesetleriyle karşılaştı. . 15 ÇOCUĞU ÖLDÜ . Sağ kalanlar, köyü terk etmeye karar verdi. Ama Ayıp Ağa onları da yakaladı, depo gibi bir yerde günlerce aç susuz tuttu. Sonra o depodakilerin arasında herkesin çok güzel olduğu konusunda hemfikir olduğu Sara’yı gördü, ona “âşık oldu.” İki karısı olan Ayıp Ağa Sara’ya “Benimle evleneceksin” dedi. Sara kabul etmedi. Ayıp Ağa “Anneni öldürürüm” dedi ve öldürdü. Sara kabul etmedi. Ayıp Ağa “Babanı öldürürüm” dedi öldürdü. Sara yine kabul etmedi. Sonra Ayıp Ağa “Kardeşini öldürürüm” deyip kardeşi Sara’nın eteğine sarılınca, Sara “kabul etti; ama iki şartla. “Birincisi kardeşim ölmeyecek ikincisi adıma dokunmayacaksın, onu bana babam verdi.” Ve ismi, ömrü boyunca Sara’nın başına bela oldu. . Ayıp Ağa Sara’nın isteklerine “Tamam” demişti; ama Sara’nın erkek kardeşi bir yıl sonra şaibeli bir şekilde öldü. Ve Ayıp Ağa, ismini değiştirmeyen, haç taşıdığı söylenen, Müslüman olduğuna inanılmayan Sara’ya korkunç eziyetler yapmaya başladı. Onlarca Ermeni’yi öldürdüğü hançeriyle Sara’nın bedenine haçlar çizdi. Onunla beraber olmaya rıza göstermeyen Sara’ya her cinsel ilişkide tecavüze ediyordu. Tanıkların anlatımına göre bu tecavüz sırasında Sara’nın çığlıkları bahçeden duyuluyordu, bir sesi yerde bir sesi gökte bağırıyordu. Sonuçta Sara’nın 15 çocuğu oldu. Ve tüm çocukları aynı şekilde ağzından köpükler çıkararak öldü. Söylenen o ki, bu çocukları ya Sara ya da kuması zehirleyerek öldürdü. . NAMAZDAN SONRA ÖLDÜ . Ayıp Ağa’nın diğer karılarından olan erkek çocukları da öldü. Ve Sara, Ayıp Ağa öldüğünde bütün malını mülkünü satıp fakirlere dağıttı. Sara’nın ölümü de trajik şekilde oldu. Bir türbeye gidildiğinde onun hiçbir zaman Müslüman olduğuna inanmamış olan akrabaları “Müslüman’san sen de namaz kıl” diye baskı yaptılar. Sara “Tamam kılacağım” diyerek içeri girdi sonra yüzü sapsarı olarak çıktı. Beyin kanaması geçiriyordu. Hastaneye götürüldü; ama kurtarılmadı. . “Hikâyedeki kötüler benim ailem” . Yukarıdaki hikâyeyi akademisyen Nevin Yıldız Tahincioğlu, Müslümanlaştırılmış Ermeniler Konferansı’nın ikinci gününde anlattı. Tahincioğlu, dört tanıkla yaptığı sözlü tarih çalışması sonucunda ortaya çıkarmıştı bu hikâyeyi. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Salonu’nda tüm salonun tüyleri diken diken olarak dinlediği konuşması bittikten sonra şunu ekledi: “Bu hikâyenin kötüleri benim ailem.” Tahincioğlu bu araştırmada kendi aile tarihini kazımıştı Ayıp Ağa da anlatıcılar da akrabalarıydı. Ve sonra bu durumla ilgili olarak şunları söyledi: “Mağdurun çıkıp ‘ben mağdurum’ demesi doğru değil. Failler ‘Ben failim’ dediğinde geçmişin tamiri gerçekleşecek.” . Ailesinin katili eşi oldu

TUĞBA TEKEREK 04.11.2013 Taraf

612
1
Sigmund Freud (lemmy.world)
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 

Kitle uysal bir sürü gibidir, başında efendi olmadan yaşayamaz.

Sigmund Freud

613
0
submitted 5 months ago* (last edited 5 months ago) by astaresiya to c/bover
 
 

Kemalizm neyi temsil ediyor Sevan Nişanyan

614
 
 

Doğaya dönüş geleceği kurtarır

615
1
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 

Hozat Dersim Ergan Köyü "Anneannem Hrıpsime , Dersim'in Ergan (bugünkü ismiyle Ergen) Köyü'nde doğdu .Annesinin adı Kohar Bedoyan , babası ise Sarkis Sarkisyan.Sarkis ünlü İnce Keşiş'in torunuydu.İnce Keşiş , 1915'ten önce bölgedeki Ermenilere hizmet eden , Ergan Kilisesi'nin son rahibiydi.Kilisenin içinde yakılarak öldürüldü .Kohar ve Sarkis'in 10 çocuğu oldu ; Bağdasar, , Nazeli, Misak , Ağavni, Hripsime ve adını bilmediğin 4 çocuk ...1915'te Kohar'ın tüm ailesi , Bedoyanlar işkenceyle öldürülmüştür. Ergan’da, Ermeni erkekler evlerinden alınmaya başlandığında, Sarkis, ailenin diğer erkekleriyle birlikte bir mağarada saklanıyor. Hıripsime, onlara yemek götürmek için her gün saatlerce yürüyor. Bir gün, İbrahim Ağa, Hıripsime’yi takip ediyor ve Sarkis’in yerini buluyor. Sarkis’i, Ergan yakınlarındaki Kayışoğlu Yarması olarak bilinen uçurumdan atıyor. Ailenin tüm erkeklerin bir kısmı bu şekilde öldürülüyor ya da kayboluyor. Kohar ve üç çocuğu (Hripsime, Ağavni ve Toros) katliamdan sağ olarak kurtuluyorlar. Kohar ve çocukları, bir süre mağaralarda saklanarak, Gullik denilen otu yiyerek hayatta kalmışlar. Daha sonra, köye dönerek, bir zamanlar onların olan yerlerde hizmetçi olmuşlar. Ergan veya Yergan köyü 1915 öncesinde 30 Ermeni ile 70 Alevi Kürd nüfusun yaşadığı bir köydü.Köyde Surp Harutyun kilisesi ve Ortaçağdan kalma Ergan Surp Garabed Manastırı vardı .

616
1
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 

"Aynı zamanda sana bir şey öğretmeyen her türlü acı boşuna çekilmiş bir acıdır. Acı çekmenin ne belalı bir iş olduğunu bildiğin için, bu gerçeği hatırla."

Cesare Pavese Yaşama Uğraşı

617
 
 

Bir düşünceye körü körüne bağlanmış kitle insanı, mantığı devre dışı bırakır. Uyanması için kendi menfaatini doğrudan etkileyen bir olayın gerçekleşmesi gerekir.

Jose Ortega Gasset

618
1
Albert Camus (lemmy.world)
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 
619
 
 

❝Hayattan kendiliğinden sunduğu şeylerden ötesini beklemeyip, içgüdüsel olarak güneş varken güneş, güneş yokken de her nerede olursa olsun, sıcaklık arayan kedileri örnek alana ne mutlu. Ne mutlu hayal gücü uğruna kişiliğinden vazgeçip başka hayatları seyretmekten keyif alana, duyguların kendisini değil, dış dünyada oynanan halini yaşayana. Ve nihayet ne mutlu her şeyden vazgeçene; her şeyden vazgeçtiğine göre hiçbir şeyi elinden alınamayacak eksiltilemeyecek olana....❞

Fernando Pessoa, Huzursuzluğun Kitabı

620
 
 

Modern insanın ortaya çıkışı talihin bir cilvesiydi; kazandığımız yetenekler bir süre de olsa bizim türümüz için çok faydalı oldu, ancak geri kalan canlılara daima zararı dokunacak.

Edward O. Wilson Yeryüzünün sosyal fethi

621
1
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 

İttihatçı Kamâlistler Osmanlı’nın en gerici sınıflarıyla işbirliği yaparak tc devletini kurmuştur.

622
 
 

insanlar; yaşamınızın tümü, sizin kendi kendinizi lanetlemek için tasarladığınız korkunç bir oyundur; sizin bu kaçan aynaya doğru koşuşunuza yalnızca şeytanlar güler!

Giovanni Papini

623
1
submitted 5 months ago by astaresiya to c/bover
 
 

"Cinayete ses çıkarmayan caninin suç ortağıdır..." Cemil Meriç

624
 
 

Isınma 1,5 °C'yi Aşarsa Dünya İklimi Geri Dönüşü Olmayan Bir Riskle Karşı Karşıya Dünya iklim sisteminin yeni bir modeli, küresel ısınmanın Paris Anlaşması'nın ana hedefini aşması halinde, geri dönüşü imkansız olmasa bile çok zor olacak bir dizi devrilme noktasını tetikleyebileceğini öne sürüyor.

Mevcut iklim yörüngemizde, 2300 yılına kadar dört devrilme noktasından birini aşma riski yüzde 45'e ulaşabilir.

Bulgular iklim krizinin kritik bir noktasında ortaya çıkmıştır.

Geçen yıl ilk kez yılın 365 gününün tamamı sanayi öncesi seviyelerin 1°C üzerine çıkarak gezegeni Paris Anlaşması'nın sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerindeki ısınma eşiğini aşmaya rahatsız edici derecede yaklaştırdı.

Bazı uzmanlar önümüzdeki birkaç yıl içinde alacağımız kararların bu hedefi belirleyeceğini ya da bozacağını düşünüyor. Diğerleri ise bu hedefi yıllar önce aştığımızı savunuyor.

Mevcut araştırma, Almanya'daki Potsdam Üniversitesi'nden iklim bilimciler Tessa Möller ve Annika Ernest Högner tarafından yürütüldü.

Araştırma, iklim sisteminin bazı bölümlerinin daha da şiddetli ve hızlı iklim değişikliğine yol açan kritik bir eşiğe ulaştığı dört olası 'geri dönüşü olmayan' noktayı inceliyor.

Bunlar arasında Atlantik Okyanusu'nun ana akıntı sistemi, Amazon yağmur ormanları, Grönland buz tabakası ve Batı Antarktika Buz Tabakası'nın çöküşleri yer alıyor.

Uzmanlar kısa süre önce Atlantik Okyanusu akıntı sisteminin 2050 yılına kadar çökebileceği uyarısında bulundu.

Dahası, Grönland'ın eriyen buz tabakası geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaşmaya endişe verici derecede yakın - eğer henüz ulaşmadıysa.

Amazon yağmur ormanları gibi biyosfer sistemleri de iklim sistemini felakete yol açacak şekilde değiştirebilir. Bazı bilim insanları yağmur ormanlarının halihazırda emdiğinden daha fazla karbon yaydığını ve küresel ısınmayı azaltmak yerine ona katkıda bulunduğunu düşünüyor.

Bu eşiklerden sadece birinin aşılması olasılığı 'devrilme riski' olarak tanımlanıyor.

Çalışmanın yazarları, “2300 yılına kadar devrilme riskinin 1.5 °C'nin üzerindeki her 0.1 °C'lik aşımla arttığını ve 2.0 °C'nin üzerindeki tepe ısınma için güçlü bir şekilde hızlandığını bulduk” sonucuna varıyor.

Bu tahminler uzak bir gelecek için olsa da, gidişatımızı belirleyecek olan şimdi ne yapacağımızdır. Bulgular, 1.5 °C hedefi aşılsa bile Paris Anlaşması'na sadık kalmanın ve ısınmayı 2 °C'nin oldukça altında tutmanın ne kadar önemli olduğunun altını çiziyor.

Küresel sıcaklıklar geçici olarak bile olsa 1,5 °C eşiğini geçerse, bunun geri dönüşü olmayabilir.

Domino taşları gibi, düşen bir devrilme noktası diğerinin düşmesini tetikleyebilir ve bireysel eşiklerin tersine çevrilip çevrilemeyeceği veya yavaşlatılıp yavaşlatılamayacağı belirsizdir.

Bu karmaşıklığı dikkate alan kavramsal bir model kullanan Möller, Högner ve ekibi, kısa vadede (2100 yılına kadar), orta vadede (2300 yılına kadar) ve uzun vadede (50.000 yıl sonra) devrilme riski tehdidini değerlendirdi.

Modeller, dünyanın mevcut ısınma hızında, 2300 yılına kadar devrilme riskinin yüzde 45'e ulaşabileceğini ve uzun vadede neredeyse ikiye katlanarak yüzde 76'ya çıkabileceğini gösteriyor.

Ve bu sadece dört devrilme noktasını dikkate alıyor.

Yazarlar mevcut iklim modellerinde “önemli ölçüde belirsizlik” olduğunu kabul etseler de, bilim insanlarının dünyanın iklim hedeflerimizi aşması durumunda ne olacağını tahmin etmeye çalışmaya devam etmeleri çok önemlidir.

Uluslararası araştırma ekibi, “Bir aşımın geçici doğası, hızlı müdahalelerle insan kaynaklı emisyonlara karşı koymak ve devrilme kilitlenmeden önce buz tabakalarını stabilize etmek için bir fırsat penceresi sunabilir” diye açıklıyor.

Ekip, 2100 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmanın “uzun vadede devrilme riskini en aza indirmek için çok önemli” olacağını da ekliyor.

Gezegenimizin iklim sisteminin istikrarı tehlikede.